Björn Runge ve Annie Starke Röportaj: Karısı

Björn Runge İsveçli bir yönetmen ve yazardır. En yeni filminde Eş oyunculuk yıldızları Glenn Close, Jonathan Pryce ve Christian Slater ile birlikte çalışıyor. Meg Wolitzer'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmin senaryosu Jane Anderson'a ait. Joan Castleman'ın (Glenn Close) Stockholm gezisi sırasında hayatını yansıtan hikayesini anlatıyor. Kocası (Jonathan Pryce) Nobel Edebiyat Ödülü alacak ve çift, sunum için Stockholm'e gidiyor. Joan'ın genç benliği, Glenn Close'un kızı Annie Starke tarafından canlandırılıyor.

Screen Rant: Romanın uyarlamasına ne kadar sadık kalabildiniz?

Björn Runge: Senaryoyu okuduktan sonra romanı da okudum. Jane Anderson'ın senaryosu. Yani benim için ve ayrıca Jane'in senaryosunu iki, üç kez yeniden yazıyoruz. Ama o zamanlar kitabı okumuştum. Böylece bazı ayrıntılara geri dönebilir ve onları senaryoya geri getirebiliriz. Ama benim için senaryo, kitaptan çok dramatik bir omurga. Kitap bir, uzun bir yarış, çok daha detaylı. Ama uyarlamanın çok, çok iyi olduğunu düşünüyorum.

Ekran Rantı: Doğru. Ve performansın harikaydı. Nasıl oldu-- çünkü annen seni daha sonraki bir aşamada oynuyor. Ama nasıl yaptın - ya da performansının seninkiyle nasıl karşılaştırılacağına dair sana herhangi bir tavsiyede bulundu. Bu nasıl oldu?

Annie Starke: Evet, yani, bu karakter inanılmaz derecede derin ve karmaşık. Yani, büyük bir işbirliği çabasıydı. Tam olarak ne elde etmek istediğimizi bilerek girdik. Bir masada oturup Joan'ı Joan yapan şeyin ne olduğunu tartışmak saatler sürdü. Böylece misyonumuzu ortaya koyduk.

Screen Rant: İşbirliğinden bahsetmişken, birçoğunun da sahne geçmişine sahip olduğunu biliyorum. Benimle bunun hakkında konuşabilir misin? Çünkü yapılan bazı provaları okudum. Ve ne kadar yoğun ya da ne kadar, bunlar çekimde nasıldı. Ve her şeyin akışı çok organik görünüyor. Peki, sahne olaylarının film tarafına nasıl yardımcı olduğu hakkında benimle konuşabilir misin?

Björn Runge: Yaptığın zaman… Görmeyi seviyorum… Sahneleri çekerken yukarıdan aşağıya gitmeyi seviyorum. Üç sayfa tedavi edilse bile. Baştan sona tüm sahneyi tekrar tekrar çekebileceğimiz bir özet bulmaya çalıştım. Bu da bize oyunculuk için derin bir enerji veriyor. Çünkü aniden sahne dört ya da beş dakika olabilir. Ve bunu tekrar tekrar yaparsak, odada olaylar olur. Ve kamera-- ve sürekli çalışacak iki kameramız vardı. Yani, yapabilirsin-- bizim bu üç sayfanın sahne sanatçılarıyla yaptığımız gibi bir şey. Ama aynı zamanda, bunun filmle ilgili olduğunu da çok iyi biliyorum. Bir film yapıyoruz. Bu monitörlere bakıyorum, monitörlerdeki aktörler arasında neler olduğunu görüyorum. Ve sonra sahnedeki şeyleri, sahnedeki duyguları değiştirebiliriz. Ve birden belki Glenn'in üç tam yakın planını çekiyoruz ve sonra onu bırakıp Jonathan'ı ya da oğlu David'i oynayan Max Irons'ı yakın planlıyoruz. Sonra birden oyunculukta bir şeyler olduğunu hissettim. Sonra bir yakın çekimle Glenn'e dönüyorum. Başka bir yolda, oyunculuğunda başka bir seviyede.

Screen Rant: Pekala, Glenn bu arada yakın çekim kullanımın için sana iltifat etti. Ama size sormak istiyorum, bu yüzden bu film evliliğin karmaşıklığına ve ayrıca işyerindeki cinsiyetçiliğe değiniyor. İzleyicilerin bu filmden ne almasını istiyorsunuz?

Björn Runge: Benim için gerçekle ilgili. Hakikat şifanın anahtarıdır. Ve gerçeği bulmak çok acı verici olsa bile hayatında. İyi bir geleceğiniz olacaksa gereklidir. Ve burada, bu film, tüm aile için bir yük haline gelen karanlık bir sır hakkında.

Ekran Rantı: Doğru. Kendine ne dersin?

Annie Starke: Pekala, ne var, kesinlikle bunun altında yatan tema olduğunu düşünüyorum ve kesinlikle bundan çıkarmanız gereken ana şey bu. Ancak bu filmle ilgili gerçekten ilginç olan şey, çok fazla gizemin olmasıdır. Mutlaka bağlı olmayan çok sayıda uç var. Ve bence bunda bir tür güzellik var. İzleyiciye yorum özgürlüğü verir. Ne demek istediğimi biliyorsun? Yani, geri dönüp izleyicilerle konuşmak gerçekten ilginç. Çünkü onlar her zaman, her şeyi alıyorlar, farklı bir şey. Ve bence bu gerçekten harika ve çok eşsiz. Yani, bu anlamda, ondan istediğini alabilirsin. Ama bence gerçekten, bence, Bjorn'un dediği gibi temel tema gerçek, çok önemli. Özellikle sadece sırların ve yükün serbest bırakılması. Gerçeğin tam anlamıyla sizi nasıl özgür kılacağını.